Can Çıkmayınca Huy Çıkmaz atasözü ile ilgili hikaye
“Can Çıkmayınca Huy Çıkmaz” Atasözünün Anlamı
Bu atasözü, bir insanın karakteri ve huyu kolay kolay değişmez anlamında kullanılır. Bir kişi küçükken ya da gençken nasıl davranıyorsa, bu huyları genellikle yaşlansa bile aynı kalır. Çünkü huy, insanın en derin özelliklerinden biridir ve zaman geçse de kolay kolay değişmez.
Keçi Meli ve İnatçı Huyu ( Can çıkmayınca huy çıkmaz atasözü hikayesi )
Uzak dağların eteğinde, rengârenk çiçeklerle süslenmiş yemyeşil bir köyde, sevimli mi sevimli, bembeyaz tüylere sahip Meli adında küçük bir keçi yaşarmış. Meli her yönüyle tatlı bir keçiymiş ama bir huyu varmış ki, herkes ondan şikâyet edermiş: İnatçılığı!
Meli’ye bir şey söylendiğinde genellikle tam tersini yaparmış. Annesi “Gel Meli, çimenler burada daha taze” derse, Meli hemen başka yöne gider, “Ben burayı daha çok seviyorum!” diye direten bir sesle cevap verirmiş. Çiftlikteki tavuk Lala, koyun Zuzu, horoz Memo ve diğer hayvanlar onun bu huyunu artık ezberlemişler. Ama Meli’nin bu inatçılığı bazen büyük sorunlara yol açabiliyormuş.
Bir gün çiftlik sahibi Mehmet Dede, neşeyle el çırparak hayvanlara seslenmiş:
“Haydi çocuklar, bugün ormanda güzel bir piknik yapacağız! Hep birlikte eğleneceğiz, meyve toplayacağız, oyunlar oynayacağız!”
Tüm hayvanlar sevinçle zıplarken Meli suratını asmış:
“Ben gelmiyorum! Ormanda taş var, çamur var, ağaçlar gölge yapıyor. Hem ben burada daha rahatım!”
Tavuk Lala, “Ama Meli, hep birlikte çok eğleneceğiz,” dese de Meli inadından vazgeçmemiş. Diğerleri üzülerek pikniğe gitmiş, Meli ise tek başına çiftlikte kalmış.
can çıkmayınca huy çıkmaz atasözü
İlk başta bu yalnızlık hoşuna gitmiş Meli’nin. İstediği gibi otlamış, zıplamış, nereye isterse oraya gitmiş. Ama zaman geçtikçe çiftlik sessizleşmiş, ortalık tenha olmuş. Ne bir horoz sesi, ne de bir koyun meleyişi…
“Keşke onlarla gitseydim,” diye mırıldanmış kendi kendine. Ama iş işten geçmiş. O gün çok sıkılmış ve arkadaşlarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamış.
Ertesi gün yine bir etkinlik düzenlenmiş. Mehmet Dede bu kez, “Haydi, tarlaya gidiyoruz. Toprak kazacağız, eğleneceğiz,” demiş. Elbette herkes gitmiş. Meli yine kalmış. Herkes döndüğünde elleri dolu dolu çileklerle gelmiş, mutlulukla Meli’ye anlatmışlar:
“Orada kelebekler uçuyordu, oyun oynadık, çilek topladık! Sen çok şey kaçırdın Meli…”
Meli içinden üzülse de, “Ben kendi bildiğimi yaparım,” demeye devam etmiş.
Bir akşamüstü gökyüzü birden kararmış. Kara bulutlar dağın arkasından hızla köye doğru yaklaşmış. Mehmet Dede hayvanları toplamış:
“Hemen kulübelerinize! Büyük bir fırtına geliyor!”
Bütün hayvanlar kulübelerine girmiş. Ama Meli yine direnmiş:
“Ben dışarıda kalacağım. Yağmur güzeldir!”
Tam o sırada gökyüzü gürlemiş, şimşekler çakmış. Rüzgar uğuldamaya, yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başlamış. Meli kaçmak istemiş ama toprak çamura dönmüş, ayakları kaymış, düşmüş. Tüyleri sırılsıklam olmuş, üşümüş. Çaresiz bir şekilde bir çalının altına sığınıp sabaha kadar titremiş.
can çıkmayınca huy çıkmaz atasözü ile ilgili hikaye
Ertesi sabah Mehmet Dede ve hayvanlar Meli’yi aramaya çıkmış. Onu çalılığın altında, korkmuş ve hasta halde bulmuşlar. Hemen onu temizleyip kurulamış, sıcak bir yere almışlar. Meli o an çok utanmış.
“Ben hep inat ettim. Sizi dinlemedim. Özür dilerim…” demiş gözleri dolarak.
Tavuk Lala gülümsemiş, “Önemli olan artık ders alman Meli. Biz seni seviyoruz, ama lütfen biraz daha dikkatli ol!”
O günden sonra Meli biraz değişmeye başlamış. Her zaman olmasa da, çoğu zaman arkadaşlarını dinlemeye başlamış. Ama arada bir hâlâ inat ettiği oluyormuş. İşte o zaman Mehmet Dede gülerek, “Can çıkmayınca huy çıkmaz derler, ama sevgiyle her huy yavaş yavaş yumuşar,” dermiş.
Bu Hikâyeden Çıkarılacak Ders
“Can çıkmayınca huy çıkmaz” atasözü, insanların huylarının kolay kolay değişmeyeceğini anlatır. Özellikle küçük yaşlardan gelen alışkanlıklar, büyüdükçe yerleşir. Ancak bu, kötü huylarımızın değişmeyeceği anlamına gelmez. Sevgiyle, sabırla ve anlayışla insanlar kendilerini geliştirebilir, hatalarından ders çıkarabilirler. İnatçılık, bencillik, söz dinlememe gibi huylar zamanla değişebilir; yeter ki gerçekten istenilsin.